2013 ~ Deniyorum...

26 Aralık 2013 Perşembe

SEVGİLİ GÜNLÜK / 26.12.2013

02:36

Yollarda Hayat Var

14 comments

yeniyıl, ne aldım, hediye, yılbaşı, 2014, 31 Aralık, Malatya, Sevgili, Gaziantep,çekiliş, blog, ağaç, ne alsam, yeniyıl hediyesi, erkeğe hediye, kocaya hediye, koca bir yıl geçti

Herkesi Gaziantep diye baydığıma emin olduktan sonra biraz da hayat nasıl gidiyor ondan bahsetmek istedim. Belki de bu yazı; senenin son 'günlük' yazısı olacak.

Devamını okumak için tıklayın »

Devamı »

22 Aralık 2013 Pazar

GAZİANTEP GEZİSİ - SON :(

11:49

Yollarda Hayat Var

7 comments

gaziantep, tahmis kahve, evirgeç, yöresel yemekler, gaziantep e özgü yemekler, havaalanı, harikalar diyarı, parkantep, botanik park, masal parkı, zekeriya usta, turkcell bilim parkı, gezegen evi, bilim müzesi, park, menengiç, zahter

Evet bugün Gaziantep'teki son günümüz, çok alışmıştık oysa ki. Kebaplarına, baklavalarına, müzelerine...

Devamını okumak için tıklayın »

Devamı »

20 Aralık 2013 Cuma

Gaziantep Hediyelerini Kim Kazandı ?

09:28

Yollarda Hayat Var

7 comments

çekiliş , sonuç, hediye, ne alalım, gaziantep hediye, yöresel, yeni yılınız kutlu olsun.

Zaman ne çabuk geçiyor, daha bayağı zaman var derken 20 Aralık geldi çattı bile. Gaziantep gezimizden aldığımız, yöreye özgü birbirinden güzel ve anlamlı hediyeler birazdan sahibini bulacak.

Çekilişi Random.org aracılığıyla yapmayı çok heyecansız bulduğum ve işin içine biraz daha renk katmak istediğim için; sevgilimi kameranın karşısına oturtup başladım çekim yapmaya.

Hem akıllarda şüphe kalmasın hem de blogdaki her yazıda olduğu gibi yine biz de işin içinde olalım diye :)

Sormayın sevgilim bu aralar çok meşhur zaten ama sağolsun beni kırmayıp da hayatıma olduğu gibi , çekilişime de renk kattı :)

Nasıl mı meşhur; Göbeklitepe ile ilgili NTV haberlere çıktı, çalıştığı şirketin takviminde ve ayrıca bir dergide; katıldığı sosyal projelerle ilgili resimleri basılınca, havasından geçilmiyor artık.

Bu akşam yemek yerken de garson gelip ben sizi bir yerden tanıyorum deyince, bu çekilişi onun sunması kaçınılmaz oldu.

Neyse yine gevezelik yapıyorum, Bu hediyelerin; kazanan arkadaşıma şans, mutluluk, sağlık ve bol bol paralar getirmesini diliyorum.

Çekilişe katılan ya da katılamayan ama yolu bu blogdan geçen her arkadaşımın yeni yıllını ayrı ayrı, canı gönülden kutluyorum.

Şanslıyı öğrenmek için buyrun çekilişimizi izleyin;

3 adet kağıt çektik, ilk çektiğimiz hediyelerimizin asıl sahibi, olur da ona 1 hafta boyunca ulaşamazsak yedek olarak çektiğimiz arkadaşlara sırasıyla ulaşmayı deneyeceğiz. Şimdiden herkese hayırlı uğurlu olsun...

Sevgilimin de videonun sonunda dediği gibi bundan sonra da gittiğimiz yöreye özgü güzel hediyeleri arada yine sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.

Mutlu huzurlu yıllar dilerim, sevgiler...

Üstüne tıklayın, Gaziantep ile ilgili daha ayrıntılı bilgi alıp, nerelerini gezdik görün...

Gaziantep Gezisi - 1

Gaziantep Gezisi - 2
Gaziantep Gezisi - 3

Gaziantep ten neler aldım

Gaziantep Bakır kokulu hediye çekilişim

Gaziantep hediyelerim sahibini buldu videosu

Suların Yuttuğu; HALFETİ

Zeugma (Belkıs) Köyü

Göbeklitepe -Balıklı Göl Gezisi

İlginizi çekebilecek diğer yazılar;

Devamını okumak için tıklayın »

Gaziantep Hediyelerini Kim Kazandı ?

09:28

Yollarda Hayat Var

7 comments

Şanslıyı öğrenmek için buyrun çekilişimizi izleyin;

Üstüne tıklayın, Gaziantep ile ilgili daha ayrıntılı bilgi alıp, nerelerini gezdik görün...

Gaziantep Gezisi - 1

Gaziantep Gezisi - 2
Gaziantep Gezisi - 3

Gaziantep ten neler aldım

Gaziantep Bakır kokulu hediye çekilişim

Gaziantep hediyelerim sahibini buldu videosu

Suların Yuttuğu; HALFETİ

Zeugma (Belkıs) Köyü

Göbeklitepe -Balıklı Göl Gezisi

İlginizi çekebilecek diğer yazılar;

Devamını okumak için tıklayın »

Gaziantep Hediyelerini Kim Kazandı ?

09:28

Yollarda Hayat Var

7 comments

Devamını okumak için tıklayın »

Devamı »

14 Aralık 2013 Cumartesi

GÖBEKLİTEPE - BALIKLI GÖL

05:26

Yollarda Hayat Var

7 comments

Gezimizin yavaş yavaş sonuna yaklaşıyoruz. Siz de artık Gaziantep'e gitmiş kadar oldunuz bizimle sanırım, burasıyla ilgili kaç yazı yazdım ben bile sayısını unuttum.

Keyif alıyorsanız takibe devam. Daha durun bakalım, Masal parkı, harikalar diyarı, bilim müzesi, yöresel yemekleri.. say say bitecek gibi değil.

Bugün ilginç yerleri gezdik. Hem ülkemizdeki güzellikler hakkında bilgi sahibi olalım hem de keyif alalım, haydi başlayalım...

- Göbeklitepe

Urfa ya 18 Km uzaklıkta ve bir tepenin üzerinde kurulu bu tarihi yere gittiğinizde, orada çekim yapan TV kameramanları gibi "ee başka bişey yok mu, taşlar var, hepsi bu mu" diye sorabilirsiniz kendinize.

balıklı göl, göbekli tepe, urfa, ciğer, gaziantep, halfeti, belkıs, zeugma köyü, mozaik, ntv, şanlıurfa, antep, tarih, tapınak, navigasyon, Hz İbrahim, Balıklar, Urfa Kalesi

Kameraman nereden çıktı derseniz, girişte haber ajansı araçlarını görüyorum, sevgilime "röportaj isterlerse vermem ona göre" diyorum.

Sevdiceğim ise "adamlar seninle niye görüşmek istesin sanki" gülüşüyle yüzüme bakıyor, Alla Alla bulmuşlar benim gibi şirin kızı, niye çekmesinler di mi ama... :P

İşte bu yer; insanlık tarihi adına şimdiye kadar bildiğimiz tüm bilgileri tekrar gözden geçirmemize sebep olan Dünya’nın İlk Tapınağı Göbeklitepe.

Biz yeni keşfediyoruz ama yurt dışında bir sürü belgeseli çekilmiş. Bizim adını duymadığımız bu yer belki de yazılı tarihi değiştirecek. Bu kadar bilgisiz olduğum için sadece utanıyorum...

İlk olarak sevgili Selen'in blogunda okudum bu ismi, sonra değişik bir sinek görsem dahi internetten ıcığını cıcığını araştıran biri olarak başladım detaylı bir incelemeye.

Burayı inşaa edenlerin kimler olduğu bilinmiyor.

Burası; Büyük Piramit'ten 7,000 yıl ve şu ana kadar bulunan ve kayda geçen en eski taş devri tapınağı Stonehenge (Asılı taşlar)'den de 6,000 yıl daha eski.

Yani günümüzden 12,000 yıl daha önce inşa edilmiş bir yerden bahsediyoruz.

Belki de Göbelitepe bildiğimiz en eski kült yapıların atası .

O tarihlerde avcılık var yani tarımla uğraşılmıyor. Burada yaşayan insanların ise tapınaklar etrafına ekin ektikleri öğreniliyor.

Taşlara o dönemde sadece çizim yapıldığı düşünülürken , burada kabartmalar ve hatta taş üstüne figür eklemeleri dikkati çekiyor.

Bazı arkeologlar burasının tapınak olduğunu, diğerleri doğurganlık yeri olduğunu , bir başkaları da ölüleri gömmek için kullandıklarını belirtiyor. Henüz insan kemiğine rastlanmamış fakat hem daha çok derin kazılmamış hem de henüz 6 tane tapınak çıkarılmış geriye daha bunun gibi 14 adet daha olduğu biliniyor. Bu arada hiçbir tapınağın çatısı bulunmuyor.

Bir tepenin üzerine; Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A Dönemine (M.Ö 9.600 – 7.300) ait inşa edilmiş yuvarlak biçimli yapılardan bahsediyoruz.

Hepsinin ortasında dişi-erkek'i sembolize ettiği düşünülen 2 adet T şeklindeki sütun karşılıklı olarak duruyor.

Bu sütunlarda el ve kol tasvirleri göze çarpıyor. Ayrıca hayvan sembolleri ve soyut figürler de bulunmakta. Bu taşların her birinin ağırlığı 40-60 ton arasında değişiyor.

O tonlarca ağırlığındaki yekpare kayaları taşıyacaksın, yontup, motifler çizeceksin, sonra da bir gün üzerini toprakla kapatıp terkedeceksin. İşte bu sırrı da kimse çözemiyor, neden gittiler buradan.

Taş devrinde; bu sütunları oraya kadar çıkarabilecek altyapı olması nasıl açıklanabilir, neden üstleri kapatılıp terk edilmiş ve bugüne kadar binlerce yıl durduğu halde hasarsız şekilde gün yüzüne çıkarılabilmiş.

Taş devrinde herhangi bir metal kullanılmadan bu kabartma ve oymalar gerçekleştirilemezdi, o zaman biz taş devrini yanlış mı öğrenmişiz bu güne kadar.

O zamanlar gruplaşma sadece açlık ve korunma içgüdüsüyle yapılmış diye öğrenmiştik, işin bir de tapınma ve din boyutu mu vardı.

12.000 yıl öncesine ait bu sorular yanıtlandığında belki de yazılı tarihimiz ve bildiklerimiz tamamen değişecek.

Girişte aklınızdan geçenleri bir kenara bırakın ve bu bilgilerle bakın Göbeklitepe'ye.

Biz hava kararmadan her noktasını görelim, fotoğraflayalım diye uğraşırken, kadın muhabir yanında kameramanla geliyor, röportaj yapalım mı diye. Sevgilim dumur oluyor elbet, ben dememiş miydim naberrrrrr diyorum içimden.

Sanki her gün televizyona çıkıyormuşuz gibi , birazdan hava kararacak resim çekmem lazım belki daha sonra diyorum. Oooohohohoyyyy havaya bak...

Bu arada üstte bir dilek ağacı var , o kuraklığın içinde yemyeşil gözüküyor, dibinde de 2 mezar göze çarpıyor , bunlar birkaç yüzyıllık müslüman mezarlarıymış. İlginç geldi neden buraya gömüldüler.

Kurtuldum diye düşünürken (burnunuzun dibine soktukları kamerayı görünce zaten ay burnum büyük mü gözüküyor saçım düzgün mü demekten söyleyeceğimi unuturum ben) bizi bekliyorlar, sonra da sevgilim NTV Haberler de gün boyu dönüp duruyor....

Elele yürüyüşümüzü de beğenmiş olacaklar ki her haber bülteninde 2 defa da o görüntü geçiyor, hatıra kalıyor bize de..

Sevgilime kimseye söyleme , güzel çıkmışsak ben kaydeder izlettiririm diyorum. Oooo kime söylüyorum di mi ama. Annemleri, arkadaşları, işyerini çaktırmadan arayıveriyor. Bıraksam dünyaya bildirim yapacak :)

Annem arıyor ; "kızım, teyzen, abin, yengen bize geldiler, TV karşısında bekliyoruz hep beraber" diye. Düşünün artık siz durumun vehametini :)

Güzel bir gezi, güzel bir anı oluyor bizim için.

Siz de sevgilimin konuşmasını dinlemek ve bizi el ele görmek isterseniz; kısalttığım haberin videosu burada;

Göbeklitepe'den "acaba nasıl çıkacağız TV de, keşke şöyle deseydik röportajda" diyerek uzaklaşıyoruz.

- Balıklı Göl / URFA

Hava karardı biz anca Urfa'ya girdik. Karnımız "Rock 'n' Roll" konseri vermekte o an.

Balıklı Göl e yakın bir otopark buluyoruz, görevliye en güzel nerede yemek yenir diye sorduğumuzda bize "Çardaklı Köşk Restoranı" tarif ediyor, hem Balıklı Göl manzaralı hem de lezzetli diye.

Buraya özgü ne varsa getir diyoruz. Önden; Lebeni çorbası (aslında çorba değil, soğuk yoğurt ve yarmalı karışım) içiyoruz, gayet lezzetli, hatta ben utanmadan sevgiliminkini bile götürüyorum.

Eee ne yapayım ama o araba kullanacak, uykusu gelir, yanlış anlamadınız değil mi :)

Karışık tabağımızdaki içli köfteler, lahmacunlar, urfalar, ciğerler çok lezzetli, masadaki diğer herşey gibi.

Arkasından buraların meşhur Şıllık tatlısını yemezsek, şıllığa ayıp etmiş oluruz di mi ama. Krep hamurunun içine ceviz ve Antep fıstığı koyup, şerbetliyorlar sanırım.

Sevgilim pek bir beğeniyor nedense bu şıllığı, aramızda kalsın ama utanmasam bunu bile kıskanacağım :)

Karnımız doyunca Balıklı Göl ü geziyoruz.

Peygamberler şehri Urfa'daki Balıklı Göl efsanesi;

İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Resimde gördüğünüz 2 uzun kısım, atıldığı yer.

Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol"' emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içerisine sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür.

Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Aynzeliha Gölü oluşmuştur.

Bu kadar balığı hiç bir arada görmemiştim. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmiyor ve korunuyor.

Bol bol resim çekiliyoruz, parkında dolaşıyoruz. Aslında gezilecek daha birçok yer var burada , fakat hem hava soğuyor hem de saat geç olduğundan artık dönmek zorunda kalıyoruz.

Eğer sizin vaktiniz olursa; kalenin üst kısmındaki mağarada çayınızı yudumlayabilir ve ardından;

Kurtuluş müzesi, Urfa Müzesi, Fırfırlı cami, Selahattin Eyyübi Camii, Cevahir Konuk Evi, Halepli Bahçe Mozaikleri, Urfa Kalesi, Mevlid-i Halil Mağarası (Hz. İbrahim’in Doğduğu Makam), Sipahi Pazarı, Kazaz Pazarı, Gümrük Hanı, Hüseyniye Çarşıları, Bakırcılar Çarşısı, Dabakhane, Meclis Evi, Mevlevihane Camii, Tarihi Urfa Sokakları, 58 Meydanı, Reji Kilisesi, Nimetullah Camii, Yorgancı Sokak, Yıldız Sarayı, Ulu Camii, Güzel Sanatlar Galerisi, Kültür Bahçesi'ni gezebilirsiniz.

Not: Urfa'yı daha detaylı gezmek, bol bol ciğer yemek için sevgilime müsait bir zamanda şirinlik yapmayı unutmamalıyım.

Dönüşte otobandan Gaziantep'e bir sürü yerden bağlanabiliyorsunuz, Batı çıkışı, Kuzey çıkışı , Doğu çıkışı ..vs

Bizim gibi hangi yoldan çıkacağınızı bilemez ve "eyvah Kahramanmaraş a kadar başka çıkış yok mu acaba" diye stres yaşayabilir ve yanlış yerden çıkıp kentin hiç görmediğiniz sokaklarını gecenin bir körü kaybolarak gezebilir, ikinizin de şarjı bittiği için navigasyonu çalıştıramayabilirsiniz.

Acaba oteli bulabilecek miyiz diye umutsuzca dolanırken, önünden kaybolarak defalarca geçip sinirlendiğiniz; öğretmen evini gördüğünüze şükredebilir, demekki kötü düşündüğümüz, sinirlendiğimiz işlerde bile hayır varmış deyip, mutlulukla otelinize ulaşabilirsiniz, bu da bir seçenek, tamamen size kalmış yani :)