30 Mart 2013 Cumartesi

EV-LE-Nİ-YO-RUUUUMMMMM...


O büyük gün geldi çattı; bugün düğünüm var. 

3 gün önce İzmir deki kına gecemin ertesi günü İstanbul a doğru yola çıktık. Tabii önce kınada üzerimden çıkarılırken, danteli yırtılan gelinliğimi moda evine yaptırdıktan sonra.. 


(Kına gecem için tıklayın!)       (Evlilik hazırlıkları için tıklayın!)

Araba ile gidiyoruz ki hem gelinlik, damatlık, nikah şekerleri vb bir sürü ıvır zıvırımız var hem de düğünün ertesi günü Maldivlere balayına gideceğimizden bavullar bi hayli fazla. Keyifli bir yolculuk oluyor , zaten çok severim araba ile uzun yola gitmeyi. Yörsan da durup çift kaşarlı tostlarımızı yiyoruz, en son da hızlı feribotla İstanbuldayız.

İstanbul daki düğünüm Sema anne, Macit baba ve Mert organizasyonu, iyi ki de öyle olmuş masal gibiydi benim için. Her şey sürprizliydi.

İki gün öncesinden kuaföre gidiyoruz saç tasarımı nasıl yapılacak diye. Topuz yaptırırım diye gidiyorum ama hiçbirini beğenmiyorum. Nasıl moralim bozuk. Hatta akşam evde kendi kendime topladığımı gören annem, senin yaptığın daha iyi oldu deyiveriyor, o kadar ki içimize sinmiyor. Tabii suratım asık :)

Yemekli olacağı için oturma düzenini ayarlıyoruz, menü zaten daha önceden seçilmişti, tandır yiyeceğiz kısmetse.

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

Süsleme işini de annem bol bol uğraşarak halletmiş. Taze çiçekler istiyor, gelin masasına da kocaman bir orkide... Mor sevdiğimden tüm masalarda mor renk hâkim. Yapma çiçek gibi o kadar taze o kadar kusursuzlar ki, hala inanamıyorum.

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

Konsept şu; Amerikan düğünleri gibi içinde ördeklerin, kazların yüzdüğü şelalenin önünde, çimlerin üzerinde kokteyl ve arkasından nikah kıyılacak sonra salona geçip Türk düğünü gibi devam edip kurtlarımızı dökeceğiz.

Düğünümüz; birinin o günden vazgeçmesi dolayısı ile (inşallah ayrılma falan olmamıştır diye de dua ettik bu arada) 15 Temmuz da Kalender ordu evi Boğaztepe Tesislerinde. Tepenin üzerinde ve tamamen boğaz manzaralı, görünce diliniz tutuluyor. Dış çekim yapılırken, arkanızda, boğazdan gemiler geçiyor. Muhteşem.

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

Nikah için beklerken misafirler sıkılmasın diye extra olarak Quartet Grubu tutuluyor, başlarında papatyadan taçları, ellerinde kemanları ve Çellosu, 4 güzel bayan, müthiş bir dinleti sunuyor. Bu arada ikramlar ve içkiler de masalara dağılmış durumda.


KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma

Fotoğraf çekimi için İstanbuldaki favori mekan Zümrüt, ünlü olmak isteyenler mutlaka önceden gelip burada fotoğraf çektirip ajansa yollarlarmış diye de duydum. İlk çekim burada olacak sonra, Cafer Fotoğrafçılık ile dış çekim ve düğün resimleri çektireceğiz, bu da tamam.

Uçurmamız için güvercin için de anlaşıldıktan sonra (unuttukları için bunu da uçuramadım ne yazık ki) artık heyecan içinde düğünümüzü anlatabilirim.

Annemler, kardeşimin İzmit teki evinde kalıyorlar, nasılsa orada da düğün oldu diye İzmirden çok kişi gelmedik, kız tarafı olarak toplasan 15 kişiyi geçmiyoruz yani.

Üstlerini rahatça giyinebilsinler diye Mert düğüne yakın bir otelden erkekler ve bayanlar olarak iki oda tutuyor.

Biz düğün günü erkenden duşlarımızı alıp kuaföre doğru yola koyuluyoruz, ama içim hiç rahat değil. Deneme saçımı beğenmemişim ya, şebeğe döneceğim diye düşünmeden edemiyorum. Oysa ki İstanbul un iyi kuaförlerinden; Cevahir alışveriş merkezi içindeki Mehmet Tatlı...

KALENDER ORDU EVİ, TRİO, YAT GEZİSİ, İSTANBULU GEZMEK, BOĞAZ, BOSPHORUS PALACE, EVLİLİK, AYAĞINA BASMAK, TÜM KALBİMLE EVET, NİKAH MEMURU, DÜĞÜN YERİ, İSTANBULDA DÜĞÜN, GELİNLİK, düğün süsleme, düğün müzik, takma kirpik, gelini kucağa alma


Beni utandırıyorlar, saçıma aşık oluyorum, makyajım desen süper. Saçımın hepsini toplamadan, yanlardan bukleler bırakıyor. Lüle lüle. Çok şirin bir ifadem oluyor bir anda. Takma kirpiklerimi de takınca ooo değmeyin keyfime.


Bu takma kirpik olayı da bayağı incelenmesi gereken bir konu bence. İzmir de taktıkları ayrı ayrı dümdüz olanlardandı, tırmık gibi durdu kirpikler, üstten bakınca komik oluyor, İstanbuldakiler ise bütün fakat kıvrık ve sanırım daha kaliteli. Takan kız “atma sonra istediğin zaman kullanırsın” dedi ama nerdeee ben onları düğün sonrası otelde unuttum gitti. Allah aşkına siz söyleyin insan o gece bunu mu düşünür di mi ama :)

Kuaförden çıkıyorum o da ne , ben sevgilime Porche araba isterim diye takıldığımdan Mertle birlikte beni kırmasınlar diye, düğün arabam olarak kiralayıp süsletmişler , Porche umun içinde de özel şoförü. Prensesimmm ben, prensesss !!!


Atlıyorum makam aracıma doğğğru Zümrüt e , sevgilim de filinta gibi giymiş damatlıkları, saçlar bukle bukle... Bu iş bayağı uzun sürüyor, dön, gülümse, elini öptür, erkek diz çöksün :), öpüşün, sarılın gibi komutlarla çekimi gencecik 2 kızla gerçekleştirdik. 




Çok da zevkliymişş, düğün kendimin olmasa akşama kadar çektirirdim valla. Şaka bir yana da insan üzerinde o kadar ağır gelinlik ve topuklu ayakkabılarla daha bu saatlerde yorulmaya başlıyormuş anlamış bulundum.



Keyifli çekimin arkasından , Kalender Ordu evine dış çekim yaptırmaya gidiyoruz, çimenlerin üzerinde topuklularla ve uzun gelinlikle gezmek dışında dış ortamda da çekim yaptırmak keyifli oluyor. Tüm misafirler oturmuş atıştırıp, müzik dinliyorlar, biz ise sağa dön, sola dön , kolunu kaldır diye resim mi çekiliyoruz jimnastik mi yapıyoruz belli değil.


Arabaya atlıyoruz, deniz kıyısına, tekrar bin ordu evine derken sanırım bi 5 Kg veriyoruz. Karnımız nasıl aç, ağaca dayan, yere otur, çeşmeye bak, tamam şimdi yavaşça dön...vs en sonunda bitiyor.




Gelin odasına alıyorlar bizi, bir bardak suyla gözümü boyuyorlar, midemiz kazınıyor ama zamanımız yok , herkes bizi beklerrr, nikaha gidiyoruz, hobbaaa...

Kapının önündeyiz, şelalenin önündeki misafirlere bakıyorum bayağı bir yol var, ilk önce beton, sonra çimden gideceğim, fizibilite çalışması yapıyorum beynimde, görende maraton a katılıyorum sanacak. Yürümeye başlayınca fotoğrafçı uyarıyor yavaş gidin diye, bıraksalar koşacağım nasıl bir mutluluk var içimde.



Bu arada da yanımda Süleyman Demirel :) Bir eli benim elimde , diğeriyle halkı selamlıyor, görseniz bir şapkası eksik. Girişte zaten arkadaşımız da dalgasını geçiyor. 



O an kalbim duracak ne var aslında değil mi, 3 gün önce de evlendin, kalabalık fobim mi vardır nedir.


Doğruca nikah masamıza gidiyoruz, selamlayarak herkesi. Annem, babam, teyzelerim, Sema annemler, Ayşe ve tanımadığım bir sürü insan, hepsiyle gözgöze gelmeye çabalıyorum. Çalıştığım şirketteki koordinatörüm Banu Hanım da orada , görünce yüzünüz gülüyor o kadar iyi, hatırnaz, güzel bir insan, nikah şahidim olmasını rica etmiştim, kırmadı beni, yazlığından kalktı geldi, sağolsun. Daha şimdiden anlıyorum bu evliliğin çok güzel olacağını.


Kaç gündür sevgilime soruyorum, memur ; eşin olarak kabul ediyor musun deyince ne cevap vereceksin diye, “Evet” diyeceğim başka ne denir ki falan diyor, üff diyorum içimden hiç orjinal değil. Meğersem internetten araştırıyormuş hangi cümleyi söyleyebilirim diye. Ve “tüm kalbimle eveeeet” de karar kılmış. Tabii benden gizli.

Nikah memurumuz Mert in yardımıyla Şişli belediye başkanı Mustafa Sarıgül olacaktı fakat, şehir dışında olduğundan , diksiyonu süper bayan bir memur gelmiş. Ben çok sevdim. Hafta sonu nikah memurunun gelmesi biraz daha zor oluyormuş, mesai saatleri olmadığından aklınızda olsun derim ben.

Mikrofona adımızı söylememiz gerekiyor, stres oluyorum ya çok çıkarsa sesim, ya da hiç çıkmazsa heyecandan diye, neyse sonunda hafif bir sesle söylüyorum ooo herkes duymuş tamamdır ! Çok bağırmamak lazım demek ki ...


Benim taraftarım az, pek ses getirmiyor, sevgilim adını söyleyince oooo bir gümbürtü kopuyor,alkışlar falan. Tabii benim canım memurum bayan olunca, geline ayıp oldu onu da aynı şekil alkışlayacaksınız diye tekrarlattırıyor. Kadın dayanışması bu olsa gerek :)


İstediğimiz sonucu alınca bu defa da nikah kıyma işlemine başlıyor, ve beklenen soru “Sayın bayan Özlem Sezen sayın bay Metin Yılmaz ı kendi rızanız ile eş olarak kabul ediyor musunuz”  da da da daaaammmm. Ne desem şimdi sadece “evet” desem istemem ! çok sıradan, eee başka şey desem acaba sevgilim “evet” deyince kendini kötü hisseder mi, bekliyorum bir süre. Bir şaşkınlık suratımda :)

Aman diyorum içimden geleni söyleyeceğim “tüm kalbimle eveeeeett”, işte o anda video da izlemelisiniz sevgilimin suratını, elinden oyuncağı alınmış bebek gibi kalmış. Eeee sen misin benden gizleyip tüm primi toplamak isteyen al sana. Tabii o söyleyecekmiş meğersem ben söyleyince nutku tutulmuş :)


Nikah memuru diyor “damat bey size düşünmek için zaman vereyim, bu güzel cevabın üstüne”, 3-5 saniye geçiyor sevgilim “ben hazırım”diyor ve nikah memuru soruyor herkesin gözü üstünde “tüm ruhumla eveeeeetttt” vay be diyorum , süpersinnnn. O kadar kısa sürede bu kadar güzel bir cevap bulmasının gururu yüzünden de okunuyor sanırım; ben de çok şaşırmışımmm....



Şahitlerde kabul ettiler, ev-len-dimmmm.





Sonra konuklardan biri bizi tebrik ederken “tüm kalbiniz ve ruhunuzla size mutluluklar dedi, bu da çok hoşuma gitti.

Ayak basma konusuna gelirsek; şimdi biz masaya oturduk ben tam ne zaman basılır hiç bilmiyorum tabii, ne olur ne olmaz diye bir bastım, sonra memur bana sorarken bir daha bastım, sevgilim evet derken bir daha bastım, sevgilim artık benim önüme koydu ayağını , zorluk olmasın diye, yalama oldu ayağı, kuzumun. Etraftan insanlar asıl şimdi bas dedi bir daha bastım, salona geçince bir dahaaa ... bu böyle sürüp gider gibi di mi...



Bizi karı koca ilan ettiler ve nikah defterini elime verdiler. İşte o an içimden bir Kezban çıktı, ve nedeni kimse tarafından bilinmeyen, her gelinin yaptığı şeyi yaptım, nikah defterini sanki büyük bir zafer kazanmışım gibi havaya kaldırdım, yetmedi üstüne bir de resim çektirdim. Şimdiki aklım olsa yapmazdım ama içgüdüsel birşey sanırım. Her Türk gelini yapmış zamanında, kimin düğün resimlerine baksam aynı poz !!!


Neyse zaferi kazanınca :) , tebrik için herkesle öpüştük. Hostes kızlar misafirleri salona aldı ve yerlerine oturttu. Biz ise resim çekilmeye devammmmm...




Bu arada herkesin dikkat etmesi gereken bir konu var, etrafınızda size yardım eden biri olursa sakın ona Evlilik Cüzdanınızı vermeyin, ben o salaklığı yaptım ve adam Mert ten 400 TL koparmadan geri vermedi o cüzdanı. Hiç aklıma gelmedi ben de saf saf bak ne kadar ilgililer diyorum :)

Salona girerken alttan sisi veriyorlar , düşünün benim de merdivenlerden kuğu gibi inmem lazım di mi. Önümü göremiyorum ki süzüleyim . Allah ım ne olur düşmeyeyim diye dualarla geliyorum salonun ortasına, biri yaklaşıyor çiçeğimi alıyor, Allahtan onun için para istemediler.


İlk dansımız başlıyor Elvis Costello – She .


Bir ara fırsat bulup yemeklerimizi yiyoruz onun haricinde sürekli pistte oynayan gelin ve damat, millet yemek yerken bile sadece biz pistteyiz. O gün en mutlu olduğum gün, hiç bitmesin istedim, sonuna kadar da keyfini çıkardım.


Millet ne oynak gelin demiştir kesin :) Bu arada sevgilimin önünde bayılıp alnıma para yapıştırtmayı da ihmal etmedim, nişanımdan tecrübeliyim :)


Tek tek masaları geziyoruz hem hoşgeldin demek için hem de herkes altın ve paralarla, süslü takı torbamı doldursun diye. Burada da adet böyleymiş, bence çok da güzel. Herkesi görüp sohbet edebiliyorsun, kenarda sap gibi beklemekten iyidir.


Aralarda yine kaçıp dışarıda fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmiyoruz elbet. Mert sağolsun bize pembe bir limuzin de bulmuş hemen o anı ölümsüzleştiriyoruz.




Pastamızda tüm görkemiyle yine maket olarak teşrif ediyorlar salona. Artık alışageldiğimiz pasta yedirme merasiminden sonra, şampanyamız da patlıyorrrr.



Bütün kızlar toplandık şarkısı eşliğinde bekarlar, bayan erkek karışık olarak pistte arkamda yerlerini alıyorlar. Aralarında ilk kocayı kaybetmiş ikincisini dileyenler de var elbet :)


Geri sayım başladı 3-2-1 atıyorum , kendi gelin çiçeğimden ayrı yaptırdığım süslü gelin buketimi, kendiminkine asla kıyamazdım sanırım :)


Çiçek kısmını Elif, ucundan sarkan tül kısmını ise Ayşe kapıyor. Elif bunun 2. Tuttuğu gelin çiçeği olduğunu söyleyip şansını Ayşe ye devrediyor, büyük bir kibarlıkla. O zaten garantilemiş işi.


Kardeşimle bachata yapıyoruz hiç çalışmadığımız halde gayet iyiyiz, o kocaman gelinliklerle döndürüyor beni, canım benim çok seviyorum onu ben.


Pistte oynarken bir anda Mert elinde bir tomar Dolar ile beliriyor , başımızdan aşağı parmağıyla tek tek saçıyor paraları, sanırım çok olmasından dolayı sonunda kalanları da savuruveriyor. Misafirler yerden para toplamakla meşguller :)

Bol bol oynayıp, halay çekiyoruz, dibine kadar eğleniyoruz yani.





Gecenin güzel sürprizlerinden biri de Mehmet ve Mine nin salsa gösterisi yapması idi. Düğünümüz için güzel bir koreografi hazırlamışlar, hepimiz hayran kaldık. İzmir de efeler gösteri yapmıştı burada da salsacılar.




En son yine 10. Yıl marşı ile bitiriyoruz, herkesin ellerinde bayraklar. İnsanın içi gurur doluyor, mutlu oluyor, heyecan duyuyor bu marşta. Anneanne en yaşlımız olduğu halde en önde yerini alıp, bayrağını marşı söyleyerek sallıyor. Gerçekten görülmeye değer, herkes gelip onu tebrik ediyor.







Resim çekiliyoruz bol bol, benim gözüm saatte, bitmesin bitmesin diye dua ediyorum. Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu için bu da ne yazık ki bitiyor. İki düğün yaptım ama ben doyamadım bu işe. Tekrar mı evlensek ne…

Annemleri uğurluyoruz yeniden İzmit e , herkesle vedalaşıyoruz ama biz gelin odasında beklemeye devam. Nedenini anlayamıyorum, otele gitsek bir an önce yorulduuuummmmmm.

Sevgilim tutturuyor Özlem altınlarını çıkart kolundan diye. Noooollluyoruz diyorum, normalde hiç altın bilezik sevmeyen ben hemen duygusal bir bağ kuruyorum takılarımla demek ki, çıkarmam sevdim ben onları diyorum. Sevgilim ısrarlı !


Trip ata ata hepsini çıkarıyorum al senin olsun altın falan istemiyorum, ooo daha neler neler. Yahu diyorum bu kadar keyifli bir akşamdan sonra yapılacak şey mi bu. Gıcık oluyorum gıcıkkk.

Hepsini alıp yine benim çantama dolduruyor , başına bişey gelmesin diye çıkarttım , hepsi senin diye söyleyince bizim cadı yine inine geri dönüyor elbet. Ama anlamış da değilim arabaya bineceğiz doğğru otele, ne gelecek başıma, neyse sevgilim pimpirikli ya ondandır diye açıklama yapıyorum beynime :)

Kapının önünde gelin arabası, Mert ve bir iki araba daha var, belli ki bir program söz konusu. Sıkıştırınca bizim kocayı “Cengiz Kurtoğlu na yer ayırtmış Mert , oraya gidiyoruz” diyor.

İç sesim konuşuyor “iyyyykkkk hiç sevmem Cengiz i de , bu nereden çıktı şimdi, üfff yorgunum , istemem arabesk”

Dış sesim “aa ne güzel düşünmüş Mert değişiklik olur” ha ha haaaa

Mert e camdan teşekkürler , planını öğrendim diyorum, bizim ki bağırıyor “yok Mert doğruyu söylemedim” Hımmmm gizli saklı bişiiiler var demek ki, hadi bakalım görelim.

Bu arada arabaya koyduğumuz bahşiş zarflarını alıyoruz 5-6 tanesini şoföre veriyoruz ki oda sevinsin. Sonradan otelde bir açıp bakıyoruz tüm zarflar boş , meğersem şoför bizden hızlı çıkmış, biz düğünden gelmeden hepsini bir güzel boşaltmış, biz de saf saf ona zarf vermişiz içinden pek bir gülmüştür, pis…

Neyse deniz kıyısında iniyoruz arabadan, düğün arabasını teşekkür edip, gönderiyorlar, in cin top oynuyor etrafta sürpriz olacak hiçbir şey de yok ayrıca. Köşedeki çay bahçesini gösteriyorlar hadi çay içmeye getirdik seni diye. İç ses “olummmm Cengiz daha mı iyiydi ne?” demekle meşgul o anda.

Sonra bir anda kıyıya bir koca bir yat yanaşıyor, oleyyy  bizi alıp, tüm boğazı gezdirerek otele bırakacakmış, vayyy Mert canımsınnnnn sen

Gece İstanbulun tüm güzelliğinde, köprünün rengarenk ışıklarının altında, süzüle süzüle gidiyoruz. Bizi yalnız bırakıyorlar, sevgilim bu yüzden altınları çıkartmış, tanımadığımız insanlardan zarar gelmesin diye.






Bu güne kadar hep söylediğim “iyi ki evlenmişim” cümlesini o günde defalarca söylüyorum. İstanbul a aşık oluyorum, sevgilime bir daha aşık oluyorum, mutluyum, bağırmak istiyorum boğaz a karşı, “ Allah ım çok teşekkür ederimmmmm” diye.




Uzunca, müthiş bir yolculuğundan ardından, otelimizin önüne yanaşıyor yat. Otelimiz Bosphorus Palace ; süper gözüküyor 2 köprünün arasında konuşlanmış , denize sıpsıfır, atıyoruz adımımızı yeni hayatımıza.






Bir sürü resim çekildikten sonra, geliyoruz kapıya. Hadi diyorum sırada kucağına alma var. Ben 64 kilo, gelinlikle beraber sevgilimin kilosunu geçiyoruzdur kesin. Alıyor beni kucağına görevli de resimliyor. Eşikten geçinceye kadar tabii.


Mert in jestleri bitmek bilmiyor, odamızda kalpli pastamız ve şampanyamız da hazır, patlatıyoruz, süper süperrrr


Oteli daha sonraki postumda anlatmak niyetindeyim ama yine de birkaç satır yazmak istiyorum. Osmanlı zamanında Debreli İsmail Paşa nın yalısı, bahçe tarafı harem , deniz tarafı selamlık olarak kullanılmış. Tavanları yüksek ve duvarlarıyla birlikte müthiş süslemelerle dolu, mobilyalar İtalyan ve 18 ayar altın ile kaplanmış. Banyolar İngiliz tarzında yapılmış.






Veeee benim gibi geniş camına oturduğunuzda denizle aranızda hiç mesafe bulunmadan İstanbul un 2 şahane köprüsünü görebilir, ya da yatağınızdan yalının önünden geçen gemileri seyredebilirsiniz.




Eskiden kayıkhane olan restoranında müthiş bir kahvaltı da sizi bekliyor olacak elbet.


İşte böyle müthiş bir sürprizin ardından keyifli bir uyku uyuduk. Sabah kahvaltımızdan sonra Sema annemlere eşyalarımızı bırakıp tuttuk Maldivler’in yolunu. Balayımız için tıklayın!

Sevgilimi ilk gördüğüm andan itibaren her şey müthişti gerçekten, nasıl başlarsa öyle gider diye doğru söylemişler bence. Zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

18 yorum:

Gulcin Akbulut dedi ki...

cnm omur boyu mutlu olun insallah,,nazar degmesinnn

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Canimsin canim canimmmmmm

Anonymous dedi ki...

canım bayıldım sana ve gelınlıgıne :-)aslında her yazını okuyup begenıyorum sıkı takıpcınım ama yorum yazamamıstım daha fazla sessız kalamıycam:-)umarım yazmayı gezmeyı hep surdurursun yazılarınla bana hem sevk verıyorsun hem de ornek model oluyorsun.herseyın guzel gonlune gore olmasını dılerım cok mutlu olun...

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Vayyy ben ne kadar çok mutlu oldum şimdiiiii ....
Umarım sen de beni hep okursun hem de beğenirsin hem de yorum yazarsın...
Asıl senin güzel gönlüne sağlık ki böyle tatlı bir yorum yazdın :) İyi bak kendine

Ceyda dedi ki...

bugun kesfettim blogunuzu.. gezinirken bu yazınıza geldim.. umarım ilk gunki gibi daim olur mutlulugunuz.. darısı olmayan herkese olsun..

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Bu beni havalara uçuran güzel yorumunuz için öncelikle teşekkür ederim.
Sonra iyi dileğiniz için; Amin. Neredeyse 1 yıl oldu ve ben her gün kalktığımda şükrediyorum .
En sonunda da isteyen, bekleyen, herkese hayalinden bile daha güzel evlilikler dilerim. Buna da Amin :)

Anonymous dedi ki...

Ay bı siz evlenmişsiniz gibi yazmışsınız

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Herkes kendi hikayesinin bas rol oyuncusudur. Ben de kendi hikayemi anlatmaya cabaliyorum

Anonymous dedi ki...

Merak ettim nerde calisiyodunuz esiniz nerde mudur

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Ben Bp petrol de esim ise Total de calisiyoruz. Petrolcuyuz yani :))

Hasan BAKTİMUR dedi ki...

çok güzel bir siteniz var hemen hemen 1 haftadır hergün giriyorum neredeyse.. en dikkatimi çeken de evliliğiniz üzerine oluşturmuş olduğunuz yazılarınız. sanki o günleri siz yaşarken bende sizinleymişim gibi hissettim. allah mutluluğunuzu bozmasın. darısı başıma artık...

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

:)) misafir agirlamis yorgun dusmus bir bayan a enerji yukleyen ne guzel bir yorum olmus bu boyle. Birlikte nefes almaktan bile mutlu oldugunuz insani bulup omrunuzce mutlu olmaniz dilegiyle.
Okundugunu bilmek kadar guzeli yokmus

gooogoook dedi ki...

Hakikatten her detay o kadar güzel düşünülmüş ki, düğün harika geçmiş:) Ne mutlu, Allah bir ömür boyu mutluluğunuzu daim etsin. Bu arada Türk Bayraklı düğün fotoğrafları ayrıca hoşuma gitti, çok önemli ve çok güzel bir detay, Harikasınız!

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Çok içime sinen şekilde evliliğe ilk adımı attım. Herkes çok düşünceliydi. Çok şanslıyım sanırım.
Rüya gibiydi herşey. Yeniden evlenesim geldi valla şimdi. :)

can nikah şekeri dedi ki...

Merhabalar. Kurabiyeden nikah şekeriniz çok hoş. Bu konuda çalışan arkadaşlar var ise bizimle temasa geçsin lütfen satışınız yapabiliriz.

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

O kurabiyeleri kendim yapip susluyorum ama hobi olarak. Bunu zarif bir iltifat olarak kabul ettim cok tesekkurler

Denise Helene Mula dedi ki...

Merhaba, bir ömür mutluluklar dilerim. Ekim ayı Boğaztepe de düğünümüz var. Web de gezinirken sitenizi buldum. Çok güzel anlatmış, her detayı düşünmüşünüz. Sayenizde detayları daha iyi gözümde canlandırabildim. Ellerinize emeğinize sağlık! Teşekkürler, Denise Helene Mula

ÖZLEM SEZEN YILMAZ dedi ki...

Begenmenize cok sevindim :) bogaztepe gercekten muhtesem manzarali bir yer eminim sizin dugunde harika gececektir.
Insan yillar gecince ozluyor dugununu keske o gunu yeniden yasayabilsem.
O gun prenses sizsiniz keyfini cikarin simdiden bol bol mutluluklar dilerim

Yorum Gönder

Twitter Facebook Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | GreenGeeks Review