Bodrum'da son günümüzde erkenden ayaktayız, bugün rotamız; Yalıkavak ve Türkbükü. Aslında dünkü Turgutreis bahtsızlığından sonra gidip gitmemekte de kararsızız açıkçası.
Yalıkavak a tepeden bakarken solumuzda güzel bir yel değirmeni görüyoruz. Yolda fırsat bulup dönemediğimizden dönüşte mutlaka uğranacak diye aklımıza yazıyoruz.
İlk gördüğüm an diyorum, işte burası muhteşem. Arabayı park edip dolaşıyoruz. Nasıl güzel sokakları var anlatamam. Şirin, rengârenk, sıcacık.
‘Masal gibi’ diye bir dükkan gördüğüm an beni benden alıyor. Fotoğraflamak yasakmış ama sizler için birkaç poz gizli gizli çekiyorum.
Asıl çekmek istediğim ise; dilek ağacı. Minicik pembeye boyanmış ve üzerine dantelden ufacık ufacık melekler örülüp asılmış. Nasıl tatlı nasıl, anlatmam mümkün değil. İlk önce ben deniyorum şansımı sonra sevgili ama nafile, o yüzden size gösteremiyorum şu an.
Yalıkavak Marina ya uğruyoruz. Uğramak dediğime bakmayın, devasa bir yer, mağazalar, ortam herşey harika ama benim aklım en çok çocuklar için aqua park ta kalıyor.
Her yerinden su çıkıyor burada, üstteki kova dolunca foşşşh diye herkesin üzerine boşalıyor falan, yalvarıyorum sevgiliye ben de gireyim nooolurrr, bunun yaşı ufak, boya gitti dersin olmaz mı:)
Bu mağaza hayli ilgimi çekiyor, el işi, dantel, her aksesuar da her elbise de var. Annem boşuna çeyizde; masaya, sehpaya örmüş durmuş, bak millet neler yapıyor sayın valide hanım, ilham alalım biraz.
Muhteşem yatları, harika mağazaları bırakmak zor oluyor ama ayrılıyoruz marina dan. Türkbükü ne doğru yol alıyoruz.
Sevgili sanki 40 yıllık Türkbükülü gibi, eliyle koymuş gibi bizi plaja en yakın ve en önemlisi ücretsiz otopark a sokuyor. Ücretsiz diye belirtmemin sebebi, henüz Bodrum da böyle bir şeye denk gelmemiş olmamızdan.
Halk plajının önünden geçerken hayal kırıklığına uğruyorum. Her yer göbekli ve yaşlı teyzeler amcalar, gözler tabii fit ve kaslı aradığı için amannn bu muymuş meşhur Türkbükü diyorum.
Sahil kenarında turlarken güzel bir beach buluyoruz, en gölge şezlonglar bizim elbette. Deniz muhteşem güzel ve Bitez den bir tık daha sıcak. Cam gibi suda şnorkellerle yüzmeden olmaz elbet. Çok fazla olmamakla birlikte gördüğümüz balıklar bile bizi mutlu etmeye yetiyor.
Bitez gibi giriş ücretsiz, yediğini ödüyorsun. Bu arada bizi yalnız bırakmayan arkadaşlar da var. Çok tatlısınız, sizde mi güneşleneceksiniz bakalımm.
Şişman teyzeler yerim ben sizi.
Kim demiş çay içerken sosyalleşilmez diye.
Burada satılan her şey çok işe yarayacak gibi duruyor.
Koca bulduran da var, gelin susturan da...
Buldan Evi El Sanatları Merkezi de çok hoş. Hemen mavi bir elbise kestiriyorum gözüme.
Bu Bodrum un çiçekleri, içimde bir yerlerde de çiçek açmasını sağlıyor. Bembeyaz binalarda mor, pembe. Nasıl da uyumlu nasıl da mutluluk verici değil mi...
Önceleri asla denizin dibini görmek istemezdim, sanki görsem bir daha giremeyeceğim , altında değişik değişik yaratıklarla karşılaşacağım gibi. Ne zamanki Maldivlerde baby sharklarla yüzdüm, şimdi ben tutturuyorum hadi bir daha bir daha diye.
Denizin altı farklı bir dünya, balıklar etrafınızda sanki size dokunacak gibi. Sanırım dalışla ilgilenme vakti geldi benim için.
Yiyoruz, içiyoruz, eğleniyoruz, ve her güzel şey gibi gitme vakti. Türkbükü'ndeki tüm mağazalara girip girip, çıkıyoruz. İlginç ne varsa ellemeden, denemeden geçmiyorum.
Yalıkavak a doğru ilerlerken Gündoğan a uğruyoruz. Belediyenin önünde resim çekmesem kahrolurdum. Başta ve hepsinden önde; Cumhuriyetimizin kurucusu sevgili Atatürk olmak üzere; Hun, Karaman, Gazne, Timur, Osmanlı…vs tüm imparatorlukların kurucuları heykel olarak konulmuş kapısının önüne. Bu zamanda böyle görüntüleri görmek bile mutlu ediyor beni.
Eveeet sırada gelirken uğrayamadığımız Yel değirmeni var.
Kocaman, kendinizi Don Kişot gibi hissettirecek müthiş bir yel değirmeni, önünde de harika bir Yalıkavak manzarası sunan terası.
Fakat siz mümkünse girişte duran kıza yakalanmadan içeri sıvışın. Off bak yine aklıma geldi, kızım sen hiç susmaz mısın, ilk başları iyiydi, patronu yıllar önce 100 bin TL vererek yaptırmış burayı, eşi diyormuş ki 30 yıl önce Yalıkavaktaki tüm değirmenler, böyle pırıl pırılmış. Sonra gazını alamıyor, kocam şöyle dedi, patronum böyle diye bitmek bilmeyen ve bir amacı olmayan sohbete sokuyor bizi. Yürüyoruz peşimizden geliyor, bi git kardeşim, düş yakamızdan.
Değirmen orjinali korunarak restore edilmiş, hatta un bile öğütüyor, almak isterseniz çuvalla satıyorlar. Emeği geçen herkese ben de teşekkür ederim.
Terasta otururken karşıdaki evler (böyle hitap etmek yakışmıyor ama) bizi kendine aşık ediyor. Bir gün bize de nasip et Allah ım diyerek konuyu kapatayım yoksa, önündeki muhteşem manzaralı havuzundan, güzelliğinden …vs bahsedip tüm bloğu dolduracağım.
Dönüşte meşhur Bitez Dondurmacısına uğruyoruz. Asla katkı maddesi kullanmıyorlar ve hepsi gerçek meyvelerden yapılma. Zaten tattığınız an bunu anlıyorsunuz. Ayrıca minik lokumları da enfes, onlarında gerçek meyve sularından yapıldığını söylememe gerek yok sanırım. Biz en çok mandalinalı olanı seviyoruz ama yeşili (Satsuma)
İstanbulda da bir şubesi açıldı sanırım, daha keşfetmemiş olanlar, kesinlikle kaçırılmaması gereken bir lezzet, haberiniz olsun.
Yanındaki hediyelik eşya mağazası da görülmeye değer.
Akşam yemeği yine olmazsa olmazlardan. Sevgilimle Oasis alışveriş merkezindeki Çin Lokantasında yemeden eksik kalmış sayılırız. Chinese inn; artık Midtown Alışveriş merkezinde de hizmet veriyormuş bu arada, söylemeden geçemeyeceğim.
Mısırlı tavuk çorbası, Pekin Ördeği ve siyah fasülye soslu kanat favorim. 2 kişilik menü yaklaşık 75 TL civarı.
Yemek sonunda da ikram olarak, gevretilmiş ceviz getiriyorlar. Sevgilim, tam ben iştahla yerken, "kesin bunu karınca sosu ile falan yapıyorlardır" deyiveriyor. "Çin lokantası ne bekliyorsun" diyerek de pekiştiriyor cümlesini. iigghhkkk
Tabii ben de pes edecek göz var mı. Aşçısına soruyorum. Kesinlikle o tür malzemeler yokmuş. Akşamdan suda bekletilip çook iyi yıkanıyor. Bal ile bulanarak pişiriliyor ...vs vs Emeği ve maliyeti gayet yüksekmiş anlayacağınız, tabii karınca falan diyen sevgilinin tabağı silip süpürdüğünü de es geçmeyim. "ayıp olurmuş o kadar emeğe"
Gebe çakal modunda otele dönüyoruz, e tatil de biraz bu değil mi zaten, ye, iç gez,eğlen, uyu :)
Dolu dolu geçirdiğimiz Bodrum günlerinden sonra kaldığımız yerden gezimize devam edeceğiz. Sırada; çok merak ettiğim, bir yanında Ege Denizi diğer yanında Akdeniz olan, Datça/Palamutbükü var.
Sabah erkenden yola revan olmak gerekir.
Tatilimizin 3 günü de bitti. Gezimize birlikte devam edelim mi?
2 haftalık tatilimize toplu halde bakalım, biz nereleri gezdik!!!
İsminin üzerine tıklayın, sizi alıp oralara götüreyim.
İsminin üzerine tıklayın, sizi alıp oralara götüreyim.
Pamukkale gezimiz de çok yakında burada olacak...
İlginizi çekebilecek diğer yazılar;
- 2013 İZMİR DE YILBAŞI
- AKHİSAR DAN EMİRALEM E...
- AKÇAY GEZİSİ
- ALİAĞA - İZMİR
- AYVALIK-CUNDA (CENNET)
- AĞVA GEZİSİ...
- BALKONUMUZDAN BALIKLAR
- BAŞTAN SONA MALDİVLER
- BEYRUT GEZİSİ
- BODRUM BODRUM...
- BOZCAADA GEZİSİ
- Bodrum-Bitez-Turgutreis-Gümüşlük - Yeni !!
- BÜYÜKADA ; BEN GELDİM...
- BİRGİ / ÖDEMİŞ
- CAVİT İN YERİ / GÜZELBAHÇE
- CUMARTESİ KEYFİ / AMRİTA SPA
- DALYAN VE İZTUZU PLAJI
- DENİZ UÇAĞINDAN MALDİVLER
- DEĞİRMEN (TİRE)
- DOĞU YA DOĞRU - 1
- DOĞU YA DOĞRU - 2
- DOĞU YA DOĞRU - 3
- Denize girmek için en güzel plajlar
- EFES ANTİK KENTİ (SELÇUK)
- ESKİ FOÇA - İZMİR
- ESKİ FOÇA ŞENLİĞİ
- Emirgan Korusu, Laleler ve Köşkler..
- Evlilik Teklifi, Kız Kulesi, Ağva
- FASULİ - İSTANBUL
- GEYİKLİ BOZCAADA ÇANAKKALE
- GÜNÜBİRLİK GEZİLECEK YERLER
- HAVA ALANINDAN...
- Hediyelik Eşya Günleri
- ITHAA / SU ALTI RESTORAN
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 2
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 3 - Yeni !!
- KAHVALTI MEKANLARI PART - 1
- KISA BİR YUNUS ŞOV...
- KIZ KULESİ HAKKINDA...
- MALDİVLER / MANTA BALIĞI
- MALDİVLER BALAYI / 1.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 2.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 3.BÖLÜM
- MALDİVLER DE YÜZMEK...
- MANTA BALIĞI (MALDİVLER)
- MASAJ / JAKUZİ (Maldivler)
- MERCANLARDA ŞNORKELLING
- Müthiş Bir Evlilik Yıldönümü !
- MİNİATÜRK / İSTANBUL
- NAZAR KÖY 'E YOLCULUK
- OYUN VE OYUNCAK MÜZESİ
- PRAG GEZİSİ (Metin Yılmaz)
- PRAG GEZİSİ II (KARLOVY VARY)
- SALVADOR DALİ SERGİSİ
- SEVGİLİM VE DEV BALIKLAR
- SIĞACIK/SEFERİHİSAR (cittaslow)
- TANDIR ZEVKİ (GİZLİ BAHÇE)
- TESTİ GARDEN RESTORAN
- TİRE - KAPLAN
- WAFFLE - TURUNÇ
- YEMYEŞİL MALDİVLER...
- ÇANDARLI / DİKİLİ-İZMİR
- ÇEŞME DE 2 BLOGGER...
- ÖZGÜRLÜK ANITI VE OSMANLI
- İZMİR E GELDİM DEMEK İÇİN... - Yeni !!
- İZMİR İÇİN LEZZET DURAKLARI
- ŞIK RESTORANLAR
- ŞİRİNCE
9 yorum:
canim birtanem usenmemis tatilde bloguna da zaman ayirmissin ya bravo gercekten :) seninle beraber ben de tatil yapmis gibi oluyorum ohh ne guzel diyorum icimden..
Gulcin diye tatli bir arkadasim var o tavsiye etti mutlaka yaz diye :))
Yazinca o anlari tekrar yasiyorum cifte keyif oluyor. Keske siz de yanimizda olabilseydiniz
ozverine hayranim ..ben olsam usengeclik yapardim herhalde itiraf edeyim :) inana diyorum bak ne guzel yaa seneye biz de katilalim onlara ... daha cok foto daha cok foto istiyoruzzzz... :) bolbol yaz ama tatilinden de calma benim icin.. sabirsizlikla bekliyorum hepsini.. optum cnm.. yakinda bir surpriz yapabilirim sana :)
Gerçekten "Yollarda Hayat Var" Gezmeyi çok sevip de son yıllarda yerine çakılmış kalmış birisi olarak blogunuza bayıldım... O sıcak, o sade, o naif anlatımınızla gezdim geldim diyelim... İyi bayramlar.
Himmm acaba ne supriziiii
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için, "blogunuza bayıldım" cümlesi kadar beni mutlu edecek başka bir söz var mı ki diye düşünmekteyim :)
Değerli vaktinizi ayırarak bu güzel gurur verici değerlendirmelerinizi burdan paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.%100 misafir memnuniyeti odaklı çalışan bir işletme olarak hizmetlerimizin beğenilmesinin bizler için son son derece önemli olduğunu belirterek sizleri en kısa sürede tekrar ağırlamak isteriz.hoşçakalın..
Bodrum a her geldiğimizde mutlaka yapılacaklar listesinde siz varsınız. En son yediğimizi tavuğun tadı hala damağımızda inanın. İnşallah yolumuz Bodrum a düşerse yine oradayız.Keyifli günler
Yorum Gönder