Bugünkü rotamız Akçay! Nam ı diğer Sevgi ve su beldesi...
Havanın serin olmasına ve ara sıra yağmur atıştırmasına rağmen pazar günümüzü evde pinekleyerek geçirmek ikimizin de pek içine sinmedi ve düştük yollara .
Akçay Aliağa arası yaklaşık 140 Km, Şakran, Çandarlı, Dikili, Ayvalık derken hep denizi görebileceğiniz yemyeşil ve masmavi bir yolculuk, sıkılmaya vakit bulamayacaksınız hele ki sevdiklerinizle yolculuk yapma şansına sahipseniz zamanın nasıl geçtiğini anlamak mümkün değil.
Açıkça söylemek gerekirse tatil beldesi olduğu için hele de hava böyle nane molla iken burasını bomboş bekliyorduk, fakat her yer cıvıl cıvıl insan dolu, hediyelik sergiler açık, tüm cafeler kalabalıktı. O kadar yolculuktan sonra ihtiyaç molası için yer ararken karşımıza devasa bir Mado çıktı , biz bu Akçay ı biraz küçümsemişiz sanırım diye de düşünmedim desem yalan olur. Keyifle oturduk sıcak çikolata ve salep ler söylendi , enerji takviyesinden sonra sahili arşınlamaya başladık.
Uzun bir sahili var ve deniz kıyısı boyunca belli başlı markalar sıralanmış, mesela Mado , Yörsan, Kahveci gibi, öyle ufak tefek dükkanlar pek yok. Düzen açısından da böylesi daha hoş olmuş bence.
Çok güzel caddeleri var ve etrafını ağaçların kapladığı, arnavut kaldırımlı şirin sokaklarda yürümek çok keyifli.
Buraya kışın gelmek deniz kıyısındaki Lunapark ı uzaktan izlemek demekmiş . Sevgilim içinse Gondol a binmekten yırtmak anlamına geliyor sanırım, ki zaten yüzündeki gülümsemeden rahatlıkla anlaşılıyor bu durum.
Sahilde biraz daha ilerleyince meşhur Sarıkız heykelinin önüne geliyoruz. Kısaca anlatmam gerekirse, babası hacca giden çok güzel Sarıkız ın peşine oranın tüm erkekleri düşer, evlenme teklif eder , kabul edilmediklerinde de O na iftira atarak kötülemeye başlarlar. Babası hac dan döndüğünde bu iftiraları duyarak artık oralarda yaşayamayacağını düşünüp Sarıkız ı da alıp kaz dağlarına çıkar.
Abdest almak için öfkeli olduğu kızından su ister, Sarıkız yanındaki uzun saplı su kabağı ile oturduğu yerden elini uzatarak Akçay dan tuzlu su verir babasına, babası tatlı su istediğini söylediğinde ise tekrar elini Akçay a uzatır ve bu defa da tatlı su verir.
Bu durumu gören babası kızının bir evliya olduğunu anlayarak ondan iftiralara inandığı için özür diler ve kızının yüzüne bakacak hali kalmadığından yanından ayrılır. O anda dağın tepesine simsiyah bir bulut çöker ve saatler sonra baba ve kızın ayrı tepelerde ölmüş bedenleri bulunur. Baba kız ı O tepelere gömüp, türbe haline getirirler.
Bu efsaneden midir bilmem ama Akçay da denizin içinden tatlı su çıkmaktadır. Tuzlu suyun içinden akan tatlı su biz dahil tüm görenleri hayrete düşürüyor.
Yağmur çiselerken keyifle yürüyoruz. Bu arada efsaneyi düşünüp insanların hangi zamanda olursa olsun ne kadar kötü ve iki yüzlü olduklarına hayret ediyorum. Kıza sahip olamayan erkeklerin iftiraları ve bu yüzden canların kıyılması o gün de varmış hala devam ediyor. Öldükten sonra da iftira atıp kovdukları kızın mezarını türbeye çevirmekse hangi akla hizmet hala anlayabilmiş değilim. Erkek dünyasında yaşadığımızı tekrar tekrar idrak ederek (İçimden daha farklı bir cümle kuruyorum ama sevgilim kızar yazamam ) yolculuğumuza devam ediyoruz.
Sakin, Keyifli ve düzenli bir belde Akçay. Yazın gelmek için de sözleşip ayrılma vaktine kadar merkezdeki dükkanları dolaşıyoruz, genelde zeytin üzerine ürünler satılıyor.
Şirin bir dükkan bulup deniz kabuklarından yapılmış maskotlar ve güzel bir şemsiye alarak gezimizi burada noktalıyoruz.
Dönüş yolunda ilerlerken nasıl oluyor anlamadan Balıkesir yolunda buluyoruz kendimizi; "şoförle konuşmak yasaktır" tabelası asmam lazım sanırım arabaya. Neyse 15 Km geri döndükten sonra nihayet doğru yoldayız.
Güneş, gezimizin bittiğini anlamış gibi süper bir manzarayla veda ediyor bize. Görülmeye değer gerçekten.
Yaz aylarında, sabahları mis gibi plajlarına girilebilir, Mado da kahveler yudumlandıktan sonra , akşamda rahatlıkla güzelim sahilinde yürüyüş yapılabilir, ben Akçay ı çok sevdim, sık sık gidilecek yerler listemin üst sıralarına ekledim bile.
Sevgi Beldesinin sizlere de mutluluk vermesi dileğiyle, keyifli yolculuklar