16 Mart Sevgilimin doğum günü, hayatındaki insana önem veren her kadının yapacağı gibi aylar öncesinden başladım düşünmeye, nereye gitsek, nasıl sürpriz hazırlasam (ki o zamanlar asıl sürprizin bana yapılacağını bilmiyordum). Tek derdim onu mutlu etmek, baş başa güzel ve her zaman hatırlanacak bir gün geçirmek.
Ne zamandır Kapadokya yı merak ettiğini bildiğimden sarılıyorum internet ve telefona, ama sonuç hüsran... O tarihte Kapadokya yı kimse tavsiye etmiyor, uçaklı grup turları yok, balonla yolculuk bile hayal yani, o kadar. 3-5 arıyorum baktım olacak gibi değil, zaman kaybetmeden başka bir yer araştırılmalı.
Birkaç gün istediğim gibi bir yer bulamadığımdan olsa gerek moralim yerlerde sürünüyor. O da ne sonunda internette aradığım gibi bir yer buluyorum, aslında Bir İstanbul Masalı dizisinden sonra çok merak etmiştim, nehir kenarındaki bu harika manzaralı yeri; yani AĞVA ‘yı.
Çalışmalara başladım tabii … İlk önce en beğendiğim oteli buldum; (GREENLİNE GUEST HOUSE) sahibini telefonla arayarak ona kargo ile göndereceğim gül yaprakları ve posterlerle odayı süslemesini, cibindirikli bir yatak hazırlamasını istedim. Çoook tatlı bir bayan , tüm sıcaklığıyla “siz hiç merak etmeyin siz gelmeden herşey hazır” dedi. İlk kısmı hallettikkkk.
İkinci kısım; benim her sürprizime hızır gibi yetişen Selimen’den Ecem i aradım resimlerimizi ona gönderdim ve bize 5 tane poster hazırlamasını istedim ki kalacağı odayı resimlerimizle doldurabileyim. İnternet sitesinden gül yapraklarından 300 adet aldım. Hepsini otele postalayarak biraz daha içimi rahatlattım.
Şimdi sıra en zorunda; hediye almak. Dese ki 10.000 TL ver mutlu olacağım, kredi çekip güle oynaya veririm yani siz düşünün bende ki stresi.
Acaba diyorum hediye için hiç ağzından birşey kaçırdı mı, anam bizimki o kadar ketum ki ağzından cımbızla laf alıyoruz. Gömlek alayım desem; kendine ait kocaman bir gardrobu var ve full dolu, sanırım 3 gözü gömlek bunların, bu kıyafet mevzuuna daha sonra değinmek isterim özellikle 3 çekmece olan ve katla katla bitmek bilmeyen çoraplarına :) neyse...
Yavaş yavaş zihnim netleşiyor son zamanlarda Kindle Touch’tan (Kitap okumak için elektronik bir cihaz) fazlaca söz etmişti, tavla oynarken de nesine dediğimizde Tommy den kot pantolon cevabını vermişti (demek ki bunu da istiyor), Bunlar tamam da e kot alıp üstüne birşey almayacak mıyız üstüne de nar çiçeği rengine yakın bir Tommy t-shirt, tamamdır.
Bilgisayarda sürpriz cümleler yazıyorum ve kelime kelime keserek zarflara koyuyorum ki puzzle oynayarak nereye gideceğimizi ve hediyeleri sakladığım yeri bulsun diye. İşte ; şebeklik benimki de
O gece İzmir den İstanbul a yolculuğa başlıyoruz, İstanbul da bir gece konaklayıp sabah erkenden Ağva nın yolunu tutacağız, tabi ben sanıyorum ki hiç birşey bilmiyor meğerse İstanbul daki annemler ötmüş, Sevgilim de bana sürpriz hazırlayabilsin diye her şeyi anlatmışlar.
Benim puzzle kağıtları ondan, çabuk çabuk okunmuş sonradan anlıyorum, ama sürprizi kaçmasın diye bilmiyormuş gibi davranmaya çalışması da görülmeye değerdi doğrusu
İkimizin de kafasında 40 tilki dolaşıyormuş meğersem, ben onu şaşırtmaya çalışırken O da bana evlilik teklifi etmek için sürpriz hazırlıyormuş.
Kardeşimin yanında oturup bir kahve içtikten sonra bana çaktırmadan Kız Kulesinin yolunu tutuyor, e tabi ben İzmirli olarak oranın muhitini falan bilmem o yüzden işi kolay, görmeyeyim diye de tam tersi taraftaki yalıları falan gösterip, alakasız cümleler kuruyor.
Daha sonra da şu sahilde bir çay içelim diye tutturuyor. (Allam ya benim aklımda Ağva’ya geç kalacağımız , onun aklında da çaktırmadan beni Kız Kulesine sokup dünyanın en güzel cümleleriyle Evlenme Teklifini etmek varmış o an meğerse, durumumuzu bir düşünün...
İçimden söylensem de çaktırmıyorum, çay içmeyen adam, çay da çay diye tutturmuş, tamam diyorum içelim bakalım. Ama o da ne beni yol üstündeki bakımlı çay bahçesine sokmak yerine “biraz halka karış, denizin kenarındaki taşlarda oturalım” diye yönümü gideceğimiz yere çeviriyor. Oyyy oyyyy…
Yürü yürü çay ocağı ararken karşımda Kız Kulesini görüyorum, o an bana çaktırmadan sürpriz yapmak istediğini anlıyorum. Ama tabii teklif edeceği aklımın ucundan bile geçmiyor.
Çünkü bir süre önce “beni Kız Kulesine götürsene İstanbul a gittiğimizde” dediğimde sevgilim hiç tarzı olmamasına rağmen “ Ne yapacağız orada, taş yığını işte, boşver falan diye geçiştirmişti. Belki O na ilham oldu bu konuşma ama umutlanmayayım diye sallar gözüktü. Planların adamı valla...
Feribotla Kuleye gittik Özlem nasıl mutlu, nasıl mutlu anlatamam... Tepesine dönen merdivenlerle çıktık, İstanbul ayaklarımızın altında , Aman Allahım süper güzel bir manzara ...
Benim gözler musluk oldu o anda (kolay kolay ağlayamayan ben ; hep derdim bu salak kızlar niye teklif edilince ağlar, ne sulu gözler diye, çok duygusuzmuşum valla yaşayınca anladım ) Bu dünyada Ondan başka kimseyi istemeyen ben, ne cevap verebilirim ki :)
Ama şu anki aklım olsa ikimizinde unuttuğu bir detayı; önümde diz çökme sahnesini hatırlatmak isterdim, hoş sevgilim unuttuk diye sonradan defalarca diz çöküp tekrarladı cümlesini ama olsun :) O an heyecandan ne yaptığını bilemiyor insan, yoksa ben onunla uğraşırdım biraz.
Oturup güzel bir yemek yedik, şimdi sıra ailelere haber vermekte, onun evdekilerin haberi var sonucu bekliyorlar tabii, sevgilim arayıp “kabul etmedi, bilmiyorum” deyince benim zeki annem hemen kavradı durumu.
Ama İzmir deki annemin haberi yok. Bende heyecandan konuşamıyorum, arayıp sevgilime verdim telefonu, telefona ben yerine sevgilim çıkınca ve “ anne ne oldu biliyor musun” deyince kadıncağız bana birşey oldu diye kalpten gidecekti az kalsın.
Süper bir teklif, ağlayan genç bir kız ve mutlu son...
Yine düştük yollara ben hala şaşkın. Az gittik uz gittik Ağva’ya ulaştık, otelimizi de bulduk. Odaya girdiğindeki yüz ifadesi ve mutluluğunu unutamam, balonlar, yatağın üzeri de dahil olmak üzere her yerde gül yaprakları, posterlerimiz, hediyeleri....
Şimdi diyeceksiniz ki Ağva nerede, nasıl bir yer; ee bu teklif konusunu çok uzattık, buraya sığdıramadım ama siz güzeller güzeli Ağva yazımı okumak için tıklayın! yeter...
Gözünüzden akan her damla yaşın sadece mutluluktan olması dileğiyle…
0 yorum:
Yorum Gönder